! Blogu olmayanlar ! ANONİM kısmını işaretleyip yorumunuzu yazabilirsiniz.

21 Aralık 2014 Pazar

sakinliğin son demleri...

sakinleştikçe insan kalp atışlarını duyabiliyor..çabası azalıyor başka insanlara bir şeyleri duyurma konusunda..belki gerek kalmadığı hissediyor..biraz daha içine dönüp kendini sorgulamaya başlıyor..geçmişi, geleceği bir kenara bırakıp bu anı düşünmeye dalıyor..bir yanı biraz daha huzur duyarken diğer yanında pişmanlıklar şaha kalkıyor..ve çoğu zaman sükut ruhunu  esir almışken, insan hep öyle kalmak istiyor.."başkalarıyla mücadele vermektense, kendimle kalayım, kendimi tanımaya çalışayım, kendimle yaşadığım sorulara cevap arayım" deyiveriyor..gönül böyle isterken, hayatın sorumlulukları farklı yollara çağırıyor bizi..






"mum" beni düşünmeye en çok sevk eden obje bu dünya üzerinde...
mumların en sevdiğim özelliği yandıkları halde, ateşin kendilerini bitirmeye kararlı olduğunu bildikleri halde sükutlarını bozmamaları..öyle istiyorum ki bir mu gibi olmayı...adımın, canımın ve her şeyimin sükut olmasını..eridikçe secdeye daha çok yaklaşan, ateşin en harlı olduğu dem daha fazla aydınlatan..ama asla inlemeyen, şikayet etmeyen, sabırla bekleyen, edeple bekleyen ve sadece seven....sessiz bir mum olmayı..


gündemime sevgiyi aldım bugünlerde.. yüreğimden dökülenleri sayfalara sıkıştırıvermektense birkaçını kafesime koyup diğerlerine salıveriyorum akmaya çalışan nehrime...



okuduğum üç kitapta da kendimden parçalar buldum.. ve anladım ki.. benim gibi bir çok kişi de hayata ilk olarak sükutu arıyor..


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Blogu olmayanlar..!
ANONİM kısmını işaretleyip yorumunuzu yazabilirsiniz