! Blogu olmayanlar ! ANONİM kısmını işaretleyip yorumunuzu yazabilirsiniz.

21 Aralık 2015 Pazartesi

mum ağırlıklı geçiyor günler...


en güzel duyguları hissettiğim anlar Kur' an yazması anları..muhteşem derinlik..ferahlatıcı bir koku sarıyor etrafı; kalbimde sıcak bir heyecan..anlatamıyorum bile ne hissettiklerimi..



yılın ürünü ve uzun bir süre daha benimle her yere gelecek heybem..öyle sevdim ki..o yanımdayken sanki hayat daha yeşil görünüyor gözüme..daha ferah..



mücella; nazan bekiroğlu..edebiyat taşan bir roman..roman okumayı çok sevmiyorum, lakin bu kitap iyi geldi, kurgu yönünden sakin, edebiyat ve sözel anlatım yönünden coşkulu..bana aksettirdiği ilk kelime : SABIR..


kitapların arasında hayallere dalmak ne güzel di mi..hayatın tılsımları herkese göre farklı..onları yakalamaya bir başladık mı öyle parlıyor ki her gün, her mekan...hayatımızı ufacık değişikliklerle daha huzurlu hale getirebilmek o kadar kolay ki...



mum mihrabinden bahsetmiş miydim?
benim için her odada değilde evin en sakin bir kısmında mum köşesi hep var oldu..beni motive etti..hüznümü bu mumların başında yaşadım çoğu zaman; en derin sevincimi de..sözel günlük köşem de desem yeridir..
kimi hediye kimi el emeği..hepsi ayrı gizemli..


 işte bahsettiğim köşe şimdilik bu..


18 Aralık 2015 Cuma

sema' halleri...

akşamın ve gecenin en güzel anları işte bu anlar..  
gün içinde en yoğun olduğumda ve gerçekten çıkmaza girdiğimi hissettiğimde bu anları hayal ediyorum..Rabbim' e içimi döktüğüm; ondan çözüm istediğim bu anları..bana bu anları yaşamayı nasip edene Rabbim' e sonsuz şükürler olsun..



seyyar kitaplığımızı artık yerde oluşturuyorum..boş verelim kitaplığı :) her şey özgür olsun..az eşya, az kahır, fazlaca özgürlük..yaşasın kitap tozları ve hareket eden sözcükler.... :)


ve Ş.Hanım' a bir kere daha teşekkür ediyorummm..MUTLULUK POSTASI 3K etkinliğinde bana yolladığı paketin içeriği böyleydi..



17 Aralık 2015 Perşembe

aile bütçesini düzene koysak hiç fena olmaz..

aile eğitimi kitaplarından; iktisat modülü ve ailede bütçe ve  kaynak yönetimi konusu..




ufak adımların hayatımızda büyük gelişmelere sebep olacağı kanaatindeyim..

15 Aralık 2015 Salı

okumalar ve heyecanlar..

hatıralar peşinde bir saat..kendini bulmaya çalışan tatlı bir T.Bey..


hediyeleşmek gerçekten motive ediyor insanı..kargolar gidiyor ve geliyor..




 



okumalarımız devam ediyor dostlar..bir kitap bitiyor hemen yenisi başlıyor..












 ve Kaplumbağa Kitap Kulübümüzü kurduk..inşallah güzel bir proje olduğunu düşünüyoruz..


selamlar...

Kadın Hikayeleri Projesi..#2




selamlar..
yeni bir kadın hikayesi ile buradayız..bakalım M. Hanım neler anlatıyor; 

"İstanbul’un uzak mı uzak, küçük mü küçük bir semtinde geleneksel bir ailenin üçüncü çocuğu olarak dünyaya geldim. Maddi imkanları epey kısıtlı bir aileydik. Belki bu yüzden lise son sınıfa kadar İstanbul’u İstanbul yapan bütün güzellikleri diğer şehirlerdeki insanlar gibi TV’den görmüştüm. Ama şuanda neredeyse her yerini bilir. Çok sever, gittikçe huzur kokusu alır dönerim.
            İçe kapanık bir çocuktum ve okumayı biraz geç söktüm. Ancak okumaya geçtiğim o ilk anı hiç unutamam. Öğretmenim sıram geldiğinde yanına çağırdı, kitaptan bir parça gösterip okumamı istedi. Parçanın ismi Armut Ağacı idi ve takılmadan okudum. O gün bu gündür de takılmadan, aşkla şevkle okurum. Etrafıma, evrene ve kitaplara çok meraklıydım. Daha ilk okulda evdeki ansiklopedileri okuyordum. Ama hep aklıma şu soru takılıyordu : “okuyor, öğreniyorum ama ne yapacağım bu kadar bilgiyi?”
            Babam okumama, eğitimime çok önem verirdi. Maddi imkanlarımız çok geniş olmadığı için benim okuyabilmem adına ailemin bazı fedakarlıklarda bulunduğunu bilir, bunu hiç aklımdan çıkarmadan hareket ederdim. Onları utandırmamak için dua ederdim hep. Böylece lise bitti. Kafamda bambaşka bölümler ve bambaşka şehirler varken Ankara’ya öğretmenlik okumaya gittim. Aslında ben ona gittim değil de gönderildim diyorum. Çünkü hayatta yaşadığımız her bir olayın tıpkı bir zincirin halkaları gibi birbirine bağlandığını düşünürüm. Nitekim öyle de oldu. Ankara ve okuduğum bölüm benim kendimi bulduğum yer oldu.
            Birinci sınıfta bu farklı ortamda, bu yeni şehirde, bu değişik insanlar arasında çok zorlanıyordum. Kafam soru işaretleriyle doluydu, ruhi bir bunalım yaşıyordum. Ve içsel karmaşalarım zamanla yavaş yavaş çözülmeye başladı. Çevreyi, insanları inceledikçe, okudukça, okulda tecrübeler edindikçe manevi bir pencere açılmaya başlamıştı önümde. O pencereye baktıkça hayatı, yaşamımın gayesini daha iyi anlıyordum. Arayışlarım bulunma yoluna girmişlerdi. Uzun bir iç muhasebeden, aslında bir iç savaştan sonra tesettür emrine uymaya karar verdim. Gerek yetiştiğim çevreden gerek okuldaki çevreden oldukça farklı bakışlarla ve cümlelerle karşı karşıya geldim. Ancak hiç pişman olmadım çünkü bu benim ilk iradeli kararımdı ve ben bu kararı hiç de kolay almamıştım. Hayatım artık manevi bir minvale yöneldi.
            Son sınıfa geldiğimde kafam oturmuş, gelecekte ne yapmak istediğime dair kesin yollar çizmiştim. Kesinlikle atanıp mesleğimi yapacaktım. Ahlaki bir çıkmazda olan, hayatlarının merkezinde maddeler olan, manevi yönlerinin farkında bile olmayan genç nesle düşünce ufukları açacaktım. Maddeperestlik karşıtı, kendilerini ve hayatı anlamlandırmaya çalışan bir neslin yetişmesinde çaba harcayacaktım.
            KPSS’yi atlattım iyi de bir puan aldım ama ne yazık ki çok küçük bir farkla atanamadım. Manevi yönden hayallerimi, ideallerimi, maddi yönden ailemin beklentisini düşündükçe ne yapacağımı şaşırıyor, mütemadiyen ağlıyordum gizli gizli. Hayatımın en zor ve en değerli tecrübesini yaşadım. Çok şükür ki bu tecrübe 6 ay sürdü ve sürpriz bir ara dönem ataması haberi aldık. İç Anadolu’nun en küçük ve en mütevazi şehirlerinden birine atandım. O 6 aylık tecrübe dolayısıyla işim ve ideallerim gözümde daha kıymetli hale geldi. Ve küçükken okudukça, ne yapacağım bu kadar bilgiyi sorumun cevabını da bulmuş oldum. Anlattıkça anlatıyordum. Ancak mesleğin ilk yılında çok zorluk çektim. Gençlik sandığım kadar kolay değildi. Kafamdaki şeyleri onlara vermek hiç de kolay olmuyordu. Pek çok değerden yoksun yetişiyordu yeni nesil ve bu yüzden pek çok şey umurlarında değildi. Ama elimden geleni yaptım, çok züldüm, ağladım, kayıp giden öğrencilere yandım ama elimden daha fazla ne gelirdi bilemiyordum. En azından davranışlarımla duruşumla örnek teşkil edeyim diye çabalıyordum. Böyle böyle acemiliği atıp adımlarımı daha sağlam atmaya başlamıştım.
            Beşeri aşkın bendeki tek karşılığı olan adamla hayatımı birleştirdim ve artık yalnız değildim hayatta. Ama hayat işte eşimin dolayısıyla Ülkenin en doğusuna kadar geldik. Eski okulumdan ayrıldıktan sonra öğrencilerimden öyle güzel dönütler aldım ki aslında boşa kürek çekmemiş olduğumu gördüm. Hayatlarının en unutulmaz öğretmenlerinden olduğumu, benim gibi olmak istediklerini, benden aldıkları bakış açılarını ve hayatlarına neler kattığımı özlemle anlatıyorlardı. Dedim ki evet, Allah bir çöpü ile bir yere boşuna koymuyor, her şeyin bir anlamı var ve olmalı. Yeni okulumda da zaman zaman üzülüyor, yılıyor, bıkıyor, usanıyorum ama toparlanıp burada vereceğim ya da alacağım şeyler var elbet deyip kendime geliyorum. Çok uzaklardayım, eşim dışındaki sevdiklerim, ailem, dostlarım yanımda değil evet ama burada bulunmamızda muhakkak bir gaye var. Burası da hayat zincirimin bir halkası… Muhabbetle… "

var ol gönlü güzel kardeşim..teşekkür ediyorum..

13 Aralık 2015 Pazar

Kadın Hikayeleri Projesi...#1





dostlarım..
birkaç zamandır kadın yazarlar okumayı, kadınları daha derinlemesine izlemeyi ve kadınların hayatının amacı-anlamı üzerinde sorgulamayı arttırdım..en çok instagramda farklı şehirlerden yeni kadınlarla tanışmak beni sesimizi duyurmaya, kadınların yaşadıkları konusunda farkındalığı arttırmaya ve kadın sorunlarına çözüm üretmeye adım atmaya teşvik etti..
bu sayede farklı illerden farklı statüdeki kadın hikayelerini burada paylaşmaya karar verdim..inşallah birbirimize faydası olacak kanısındayım...
(uzunluğuna bakmayın ilk yazarımız o kadar akıcı yazmış ki sonuna geldiğinizde yazının bittiğine üzüleceksiniz..)

Sevgili H.Hanım ile hasbihal ediyorduk instagramda tanıştığımızdan beri..kendisi mütevazi bir o kadar da azimli bir kadın..bakın kendisini nasıl anlatıyor:

"1987 doğumluyum. Lise mezunuyum. Memur emeklisi babam tüm imkanlarını zorlasa da üniversite hayatı kısmetimde yokmuş sadece iki kez sınava girdim istediğim bölüm gelmeyince pes ettim. Çok da hevesli değildim neden bilmiyorum ama okul hayatımda başarılı bir öğrenci olmama rağmen üniversite konusunda hırs yapmadım. Kısa yoldan hayata atılmak bir şeyler yapmak istiyordum.
Çocukluktan beri hayalim haber spikeri olmaktı. Düzgün konuşmamdan ötürü okul hayatımın her döneminde mutlaka konuşma şiir sunum vs. görevlerinde başı çekerdim.
Babam bu hayalimi hep destekledi ve bunun için ne gerekiyorsa yapmaya hazırdı. Şehrimizde açılan bir diksiyon eğitimine katıldım daha sonra Ankara' da  başka bir diksiyon kursunda sunuculuk spikerlik habercilik üzerine kurslar aldım. Bu kurslarda katılımcılar içerisinde yaşı en küçük oldum hep. Bana hep yapamam gözüyle bakıldı zaman geçiriyorum eğleniyorum gibisinden. Ama öyle olmadı kurslarımı hep birincilikle tamamladım. Sonra şehrimizin yerel kanallarında gönüllü görevler almak istedim ortamı yaşamak adına çok da hayal ettiğim gibi değildi aslında. Ama vazgeçmedim ve bi rgün yerel kanallardan biri ulusal yayın yapacaktı ve düzgün diksiyonlu bir spikere ihtiyaç vardı. Babamın bir tanıdığı da kanalda yöneticilik yapıyordu bana ulaşmaları zor olmadı. Böylece spikerlik hayatımda başladı. Ve yaklaşık 4 yıl doya doya haber okudum. Aaa bu arada tv de çalışmayı hayal ettiğim dönemlerde eczanede ile girmiştim para kazanmak aileme  destek olmak istiyordum. Eczanede çalışıp hem mesleği öğrenecek hem de yeni gelecek yasa ile eczane teknisyeni olabilecektim. Başlarda çok zorlansam da kısa sürede eczaneye kalfa oldum ve sonra eğitim sonunda da teknisyen oldum. Tv hayatım 4 yıl kadar sürdü demiştim teknisyenlik belgemi aldıktan sonra tv yi tamamen bıraktım hayalimi gerçekleştirmiştim ama ortam pek bana göre değildi.
Eczane hayatımda da 4 yılı doldurmuştum ki eşimle sözlenme durumumuz hayatıma yeni bir yön verdi. Eşimin ailesi be benim ailemin 40 yıllık bri geçmişleri vardı aile dostlarımızdı ve bir gün eşimle beni birbirimize uygun görmüş ve beni istemişlerdi. Aklımda hiç evlilik fikri yokken kabul etmiştim nasıl oldu bilmiyorum ama bir anda nişanlı bir kız olmuştum. Çok yakında işimi sosyal hayatımı bırakacaktım ve küçük bir ilçeye gelin gidecektim. Bunu duyan arkadaşlarım çevrem inanamadılar ben ki sosyalliği seven çalışmayı yorulmayı seven bir insanken nasıl olacaktı da küçücük bir ilçede ev hanımı olarak hayatımı devam ettirecektim. Bu şaşkınlık bende olmadı nedense. Rabbim yazmıştı bir kere kader bu yazgı gerçekleşecekti. Benim düşüncelerim değişecek ve hiçbir şey zor görünmeyecekti ki eşimle hayatımız birleşsin. Eczaneyi çok seviyordum ilaç kokusu hastalarla olan iletişim faydalı olabilmek müthiş duygulardı ama son 8 ayımdı çok da hızlı geçti ve eczaneye de iş hayatına da veda ettim.
Eşimin ailesiyle geçmişimiz olsa da birbirimizi pek tanımıyorduk büyükler genelde iletişim halindeydi. Nişanlılık döneminde ikimizde aklımızdaki soruların yanıtı almıştık ve mutlu bir çift olmuştuk hamdolsun.
Düğünümüz oldu aileme memleketime veda ettim ve bambaşka bir hayata adım attım sudan çıkmış balık gibiydim gelindim ailenin tek erkek çocuğunun eşi evin tek geliniydim. Kayınvalidemlerle aynı binada oturacaktık altlı üstlü yani. Tanıdığım insanlar olduğundan bocalamadım diyebilirim. Alışma süresi kısa sürdü. Elbette bambaşka bir hayata bir aileye girmek kolay değildi yetiştiğin ortamdan başka her şey bambaşka ama çok şükür anlayışlı bir ailenin geliniydim ve kayınvalidem bana çok yardımcı oldu ilk dönemler mutfakla hiç uğraşmadım kayınvalidemlerde yiyor içiyor akşam eşim gelince evimize geçiyorduk. Kayınvalidem 60 lı yaşlarda olduğu için ister istemez ev işleri onun için yorucu ve zaman alıcı oluyordu bu yüzden ben ev işlerini üstlendim hem kendi evim hem onun evini kayınvalidemde yemeklerimizi yapıyordu benim çevreye alışmam içinde bol bol ev gezmesi yapıyorduk.
Bazen düşünüyordum benim hayalimdeki hayat bu muydu? gerçekten ev hanımı olmak ev gezmelerine gitmek elişi yapmak evine kocana kendini adamak bu muydu gerçekten hayalim. Hayır hiç değildi ama mutsuz muydum aslaaaa. Eşim çok anlayışlı biri her konuda bana destekçidir canım ne zaman aileme gitmek istese zaten 2 saat uzaklıkta beni götürürdü birkaç gün değişiklik olurdu benim için enerji dolu evime dönerdim. Henüz 6 aylık evliyken hamile olduğumu öğrendim ve ayaklarım yerden kesildi. Anne olacaktım annneee. Şaşkınlık yaşadım alışmam zaman aldı ama çok mutlu etti bebek haberi eşimi de beni de.
Rahat bir hamilelik geçirdim kayınvalidem her nazımı çekti diyebilirim alınganlıklarım çok olsa da aşıyorduk bir şekilde. Anne kız arasında da olmuyor muydu sanki. Kayınvalideyle neden olmasındı ki. Yeter ki aşmayı bilelim.
Bebeğimi kucakladım oğlum anneliği bana tattırdı çok acemiydim çok korkak. Lohusalık dönemi zor geçti birde daha yavrum 2.5 aylıkken tek sırdaşım dostum arkadaşım en büyük dayanağım babamı aniden trafik kazasında kaybettim bende büyük yıkım etkisine neden oldu babamın ölümü. Hem minicik bir yavrum var bana ihtiyacı olan hem de çektiğim acıdan kendimi kaybediyorum. Belki oğlum olmasa çok daha zor atlatırdım. Ama ona bakmak emzirmek zorunda olduğum için güçlendim buna mecburdum.
Oğlumu en doğru şekilde büyütmek istiyordum hamilelikten itibaren kitaplar alıp okuyordum. Benim için kitapsız bir hayat asla düşünülemez bir şey kitap yoksa sanki çıplak kalmışım gibi. Çocuk gelişimi eğitimi psikolojisi dini yönlerden çocuk eğitimi anne görevleri vs okuyordum da okuyordum fırsat buldukça.
Peki uygulayabildim mi hayırr. Neden???
Çünkü babaanne ve dede ile çocuk büyütmek bambaşka bri kitap yazdırabilir iş insana. Oğlumun adı kayınvalidemin babasının adı isteyerek severek koydum. Dede öksüz ve yetim büyümüş çok şey görüp yaşamış çok tatlı bir insandı çok örnek alınası bir hayatı olmuştu. Çok seviyordum ve kabul ettim adını koymayı ne dualar etti ne dualar buda bize yeterdi zaten. İsime çok takılan biri değilimdir tutturmadım benim istediğim olsun vs.
Oğluma isminden dolayı yanlarında büyümesinden dolayı başka düşkünlükleri var babaanne ve dedenin. Bir dediği iki olmayacak asla kurallar olmayacaktı. En çok da 2 yaş sendromu dönemi bocaladım hani ağlayarak diretmekte dediğini yaptırmalar durumu var ya hani. Öğrendiklerimi uygulamaya çalışıyordum görmezlikten gelmek ağladığında dediğini yapmamak falan ama yok çocuk dediğini yaptıracak birileri olduğunu bildiğinden inanılmaz inatlaşıyor beni çok yoruyordu çok strese de girmiştim hasta olmaya başlamıştım stresten her hafta bir rahatsızlık peydah oluyordu bende. Bir çare olmalıydı beni anlayan yok muuu diye bağırmak isterdim eşim de çok destek değildi bu konuda. Boş ver çocuk ağlatma yapsın etsin derdi. Oyuncak yağmuruna tutardı. Bana benden başkası yardım edemezdi bu böyle gidemezdi. Çocuk gelişim uzmanından yardım almaya karar verdim sıkıntılarımı her şeyi anlattım bana dökümanlar verdi kitaplar önerdi ve en önemlisi de büyüklerle konuşmayı. İşe yaradı mı hayırrr
Baktım olmuyor değişmiyor hiç kimse hiçbir şey neden ben çocuğumla kötü olayım ki dedim be olacaksa olsun dedim gevşedim. Çocuğumu benden uzaklaştırıp soğutmaktansa ağladığında dediği olsun ya da olmaması için farklı metotlar bulayım dedim. Evet onu eğitmek için kurallar koyup öğretmek için okuyordum okuyordum da bu çocukla neden oturup oynamıyordum ki bu onu sakinleştirebilir. Ona oyunlar türetmek için internetten her gün oyun araştırdım oyun kitapları aldım ve birlikte oynamaya başladık. Ağladığı dönemlerde dikkatini başka şeylere çekmeye çalıştım ve ağlama krizlerinin babaanne ve dede yanında olmamasına özen gösterdim krizi başlatacak durum ve ortamları artık biliyordum çünkü. Bu durumu aşmıştım yavaş yavaş.
Derken sürpriz bir haberle hayatımızın akışı tekrar değişti ikinci bebek haberiyle şok yaşadık oğlumu aniden sütten kesmem gerekti doktor önerisiyle. Düşük riskim vardı ve emzirmek bu riski artırıyordu. Çok hazırlıksız yakalanmıştık nasıl kesecektim sütten oğlum buna nasıl tepki verecekti bilmiyorum. Oğlumun mizacında zaten tezcanlılık panik çabuk öfkeleneme vardı akıllı uslu ama kolay bir çocuk da değildi pek. Ve emzirmeyi kesmekle her şey yeniden altüst olmuş oğlumun da benimde psikolojim mahvolmuştu. O arada bide adını aldığımız dedemizi kaybettik ve ev cenaze eviydi kalabalık bozulan düzen derken oğlum çok ama çok hırçınlaştı bende çok çaresiz hissediyordum kendimi. Ama güçlü olmak zorundaydım bide karnımda bebeğim vardı çünkü. Çevremde aaa daha çok küçüktü bu ne acele çocuğa yazık sütten de oldu gibi bir anneye asla söylenmeyecek yıkıcı eleştiriler üst üste geliyor bende yıkım etkisi yaratıyordu oğluma karşı hırçınlaşmıştım artık kızıp bağırıyordum beni pişmanlıktan öldürecek şeyler yapıyordum oğluma karşı. Gerçekten zor günlerdi benim için. Eşim en büyük destekçimdi Allah ondan razı olsun. Hamilelik dönemim ilkinden farklı biraz sıkıntılı geçmişti ve eşim yardımcı oluyordu bana en azından akşamları erken gelip oğlumla o ilgileniyor bana dinlenme fırsatı sunuyordu. İkinci bebeğimi kızımızı da kucaklamıştık çok şükür ama oğlumun depresyonu hala geçmemişti sütten kesildiğinden beri çok hırçındı. Ve doğumdan sonra iki gün benimle konuşmadı yanıma yaklaşmadı ömrümden ömür giden 2 koca gün. Evimize dönünce geçti ama. Daha o 2.5 yaşındaydı ama abi olmak zorunda kalmıştı. Eskisi kadar ilgilenemiyordum ve bu ben de müthiş vicdan azabına sebep olmuştu. İlk dört ay kızım gece hiç uyumazdı gündüz de oğlum ve evle ilgilenmek zorunda olduğumdan uykumu alamıyordum. İkinci bebekle zaten kayınvalidemin evinin işlerini de artık yapamıyordum. Kendi evimle ancak ilgileniyordum ve tabi ki çocuklar. Saçımı tarayacak zamanım yoktu. Yapı olarak da stresli bir insanım, mükemmelliyetçi. Eksik kalan işler enerjimi kemirir beni sinirli yapardı ben ben değildim sanki oğluma karşı haksızlık yaptığım hissi beni yiyip bitiriyordu. Şiddetli alınganlıklarım da çabası. Eşime kayınvalideme karşı kolay kızgınlıklar yaşıyordum beni anlamadıklarını yardımcı olmadıklarını düşünüp kendimi doldurup günlerce surat asabiliyordum.
Zaman hızlı geçti kızımda büyüdü şuan 22 aylık abisiyle çok iyi anlaşıp birlikte oyunlar oynuyorlar. Bense kendime yeni yeni geldiğimi hissediyorum.
Sıkıntılı dönemlerimde hep kendime kendim yardımcı olmaya çalıştım. Üst üste bebek, bekarlıktan bambaşka gurbette bir evlilik hayatı zorlamıştı beni. Eşim çok yoğun çalışıyor yeterince zaman ayıramıyor sık sık şehir dışına gidiyordu. Büyüklerden de beni anlamaları ı hiç beklemedim aslında kayınvalidem psikolog gibi kadındır çok rahatlatır insanı ama bana etkisi olmadı. Kayınvalide ya her dediği altında mana aramalıydım sanki faydalanamadım dediklerinden önyargılı baktım hep. Oysa kayınvalide değil psikolog söylese bunları nasılda dinler not alırdım. Ah cahil kafa. Kendi başının çaresine kendin bak kendi kendini iyileştir dedim. Ve hobi edinmeye başladım. Amatörce internetten izlediğim videolarla. Boyamalar keçe işleri örgü dantel derken her gün elimde bir işle dolaşır oldum daldan dala atlıyor çabuk sıkılıyordum. Kitap okumak istiyor ama çocuklarla anlayamamaktan korkup elime almıyordum.
Gerçekten yardıma ihtiyacım vardı ve tuttum psikyatristin yolunu. Döktüm içimi rahatladım. Psikyatrist bana benim değil çevremin sorunlu olduğunu söyledi şaşırmıştım nasıl yani. Bana söylediği şu oldu siz kendi sorununuzu hatta çözümü bile aslında biliyorsunuz bana ihtiyacınız yok ama ilaç verip biraz yardımcı olabilirim dedi. En büyük sorunum kendime zaman ayırmamakmış meğerse. Evet yaaa ben kendime zaman ayırıyor muydum ki hiç.
Bu düşünceyle eve döndüm iki üç gün kafamda aldım verdim ve plan yaptım. Çocuklarım ayaktayken de ev işi yapabildiğime göre onlar uyuduğunda iş yapmak yerine kendime iki saat ayırabilirdin. Yada canım istediğinde onları dede babaanne evine gönderip kendim için zaman ayarlayabilirdim. Neden yapmamıştım ki şimdiye dek. İlla onlara ve eve mi adamalıydım kendimi. Mutlu anne mutlu çocuk demekti. Önce kendimi mutlu edecektim ki çocuklarımda mutlu olsun.
Beni en çok dinlendiren hobim geri dönüşümü en mükemmel hobi kitap okumaktı nerdeydi benim kitaplarım çocuklardan sakınıp kaldırdığım kitaplarım bir çıksın gözümün önünde mutluluk ve enerji kaynağım olsunlar dedim ve hepsini güzelce gözümün önüne çıkardım. Evimin kapalı balkonunu düzenleyip hobi malzemelerimi düzene soktum ki bir şey yapmak istediğimde kolayca ulaşıp üşenmeden yapabileyim ve farkettim ki yapmadığım şeyler benim enerjimi ne kadarda kemiriyormuş bu işler bile inanılmaz rahatlattı beni hep mecburi gördüğüm ev işi yemek ve çocuk bakımları rutinleşmiş ekstra işleri erteleyip beynimin en derinine itmiştim meğer ne yanlışmış acayip enerji çalan bir durummuş.
Kitap okumaya dönüşüm dini içerikli kitaplarla olacaktı eksiklerimi tamamlamak istiyordum kaçırdığım namazlarım oluyordu tesettürümdeki yanlışlar bunlarda benim beynimi kemiren diğer sorunlarımdı. En çok istifade edebileceğim kitapları başka kitap kurtlarından öğrenip emen yeni kitaplar aldım kitaplığıma tesettür namaz aile içerikli oldu çoğu. Ve hemen başladım. Neden beklemişim ki dedim çocukluykende kitap okunabilirmiş yeter ki iste her şey istemekle başlıyor. Sabah daha erken kalkıp ev işlerimi bitiriyor çoğu zaman yemeğimi de hazır edip çocuklar öğlen uykusundayken kitap okuma saati yapıyordum. Kahvem kitabım ve iki saatlik bir zaman müthiş enerji veriyordu bana hala da bu böyle.öğrendiklerimi uygulamalıydım namazlarıma daha hassasiyet göstermeye başladım doğru tesettürü öğrendim ve uygulamak için gerekeni yapmaya çalıştım bu en büyük değişim oldu bende ki tesettürümün tesettürle alakalı hiç yoktu o günlerime çok kızıyorum birçok yanlış yapana göre daha iyiydi tesettürüm ama yinede doğru değildi. Doğruyu bulup uygulamanın huzurunu hiçbir şeye değişmem.
Sonra dedim en önemli kitabımız Kuran orda bana beni oku derken başka kitaplara devam edemezdim uzun zamandır okumamıştım ve hemen aldım elime en huzur veren ruhun en iyi gıdası orda beni beklerken ben  onca bocalamada ona sığınmamıştım ki. Hem arapça hem meal okumaya başladım. Ne çok şey öğrenmeye başlamıştım artık ve öğrenmenin sorumluluğu artmıştı mesuldüm artık bildiklerimden. Birkaç ay böyle dini içerikli kitap kuran meali hadis okuma şeklinde geçti ve beni çok değiştirdi ruhuma şifa geldi bedenime de tabi ki. Değişimim herkesin dikkatini çekiyordu zaten daha az konuşur çok dinler oldum. Etrafıma baktığım gözler bakış açım değişti.
Bu arada sosyal medya kullanımında da değişiklikler oldu artık bana katkısı olmayacak nitelikteki sayfa ve profilleri takip etmiyordum. Aksine beni silkip dolduracak sayfaları takibe başladım çok şeyde öğrendim gerçekten. Gerçek hayattan daha samimi içten aslında bu sanal profil sahipleri. Herkes birbirine bir şekilde destek katkı sağlıyor farketmeden.
Ve şuan eskiden tek çocukla saçımı taramaya zaman bulamadığımı iddia eden ben iki çocukla hem çocuklarıma hem evime hem kendime hem eşime hem eşimin ailesine gayette zaman ayırabiliyorum. Altlı üstlüyüz ve yaşlılar hizmete ihtiyaçları var onlar bizim cennet anahtarımız olacak belki düşüncesi ile elimden gelen saygı ve hürmeti göstermeye çalışıyorum ev işlerinde kayınvalideme yardımcı olmaya çalışıyorum. Oda duruma göre bana.  Hiçbir şeyi yük olarak görmüyorum evet eskiden çocuğumu bile yük gibi gördüğüm anlar oldu. İnsanız bunalıp bocalayabiliyoruz. Etrafımızda ne kadar bize destek ceren olursa olsun bize bizden başkası yardım edemez önce biz isteyeceğiz.
Çocuklarımla her gün oyunlar oynuyorum onların gelişmesine katkı sağlayacak oyunlar araştırıyorum. Çok da keyifli zaman geçiriyoruz zaten çabuk sıkılıyorlar asla gözünüzde büyütmeyin sıkılırım uğraşamam demeyin deneyin inan çok keyif alacaksınız. Her zaman dahil olmanız gerekmiyor. Bazen onların kendi kendine oynayıp uzun süre oyalanacağı oyunlar kurarsınız sonra geçer kenara izlersiniz kitabınızı okur kahvenizi içersiniz bu size kalmış.
Kendime zaman ayırıyorum sihirli cümle bu aslında kendinize zaman ayırın. Bazen bu uğurda uykusuz kaldığımda oluyor ama kendime zaman ayırmış olmanın hazzı daha güzel. Canım istiyor kitabımı okuyorum canım istiyor örgü örüyorum keçe yapıyorum vs.
Psikoloji ve kişisel gelişim kitaplarına çok meraklıyım beni değiştirdiler gerçekten.
Evet bekar hayatımdaki gibi olmadı hiçbir şey bambaşka bir hayatım oldu ama buna hayıflanmak bir şeyi değiştiremezdi ya hiç geçmeyen depresyona gömülecek ne eşime ne çocuklarıma bine evime faydam olacaktı yada bulunduğum şartlarda neler yapabileceğimi öğrenip hayatımı renklendirecektim. Ben ikincisini seçtim geliş ek için illa sosyal hayata iş hayatına ya da şehirde yaşamaya ihtiyacımız yokmuş demek ki. Üniversite mezunu değilim evet ama bazen üniversite mezunu olup da en ufak kişisel gelişimine katkı sağlayamayan insanları görünce de kendimle gurur duyuyorum.
Anneler kendini geliştirmeli saçımı süpürge ediyorum modundan çıkıp çocuklarına ve kendine zaman ayırmalı bunun hazzını yaşamalı. Yeter ki isteyin hayatınızı yalnızca kendiniz güzelleştirebilirsiniz. Kimseden  bir beklentiniz olmasın beklentiler insanı yorar kırar üzer. Ve başkalarının beklentilerine göre de yaşamayın. Benim altın kurallarım bunlar oldu. Ve bir yıl içinde bambaşka bir insan yaptı beni.
Umarım yazdıklarım birilerine ilham olur umarım doğru ifadeler kullanmışımdır.
Bana kendimi ifade etmem için fırsat sunan ve instagram hesabındaki paylaşımlarıyla ilham olan z hanıma sonsuz teşekkürlerimi sunuyorum.:))"

hayatını, hislerini, düşüncelerini benimle paylaştığı için H.Hanım a teşekkür ediyorum, azmi kararlılığı ve kendi kendine çözüm bulabildiği için kendisini tebrik ve takdir ediyorum..
selamlar..



NİMET..


faydalı oluyor...bireysel hedef panosu hazırladım..kağıtları göz önünde tutmak ve farkındalığı arttırmak için bir metot olabilir.. evin her kısmı için yapılabilir..


yılların tortusu gidiveriyor..bazen yemek yaparken, bazen ütü yaparken, araba kullanırken aklıma geliveriyor cümleler ve hemen not alıyorum..muhtelif defterlerde bir sürü cümle yazılı..hatta arada açıp okuduğumda yazarını neden yazmamışım diyorum :))


yoğunluk yeni yoğunluklara gebe..doğumu bekler gibi bekliyorum bir nebze aralanmış zamanın gelmesini, gelmeyeceğini bile bile..

8 Aralık 2015 Salı

satırlar, sayfalar, kitaplar, kalemler üzerine inşa edilmiş sayısız heyecanlı bir hayat işte..masum, sessiz ama doludizgin..





mustafa kutlu klasiklerinden..yoğun dönemde ferahlatıcı oldu..tirende bir keman..


adem güneşin kitaplarını neredeyse hıfz ettim..bu kitap tüm kitaplarının özeti niteliğinde..tavsiye ediyorum hele de 4 yaş altı çocuğunuz varsa..


artık dert etmeyi bıraktım büyük bir kütüphane yapma hayallerimin ertelenip durmasını..tüm kitaplarımı bir araya getireceğim günü bekliyorum yine ama günü güzelleştirerek..her ortamı sevecen hale getirebilmek çok da zor değil..


namaz muhasebesi nurettin yıldızın fıkıh kitabı tadında, pratik bilgi dolu, her an çantada taşınacak ve hediye edilebilecek bir eseri..





yazma halleri devam ediyor..


ve akşamları gece lambası yanar yanmaz talha için kitap inceleme mahmud için keyfi olarak okuma vakti başlıyor (mahmud devamlı okuyor)..alışkan demirden bir gömlektir, kolay kolay bırakılmaz..kitap okuma alışkanlığı işte bu yaşlarda ediniliyor...


yaklaşık bir ay önce bakanlığımız düzenlediği aile eğitici eğitimine katıldım..bir aileye yardımcı olacak konularda güzel bir program olduğunu  düşünüyorum..artık ben de eğitimler düzenleyerek bu halkaya ekleneceğim inşallah..








detaylara geleceğiz inşallah :))